ANASAYFA

25 Mayıs 2020 Pazartesi

Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır? - Zygmunt Bauman

Mayıs 25, 2020
Merhabalar Sevgili Arkadaşlarım,

Bu kitabı geçen sene Kitaplara Kaçanlar blogundaki tanıtım yazısı sayesinde almıştım. Normalde Sosyoloji bölümünü bittirdim. Okul zamanı okumam gerekirdi ama o zamanlar bölümümle alıp veremediğim bir okuma sorunum vardı. Geç olsun güç olmasın. Kendi kendime kaldığım bu zaman da okumam büyük şans. Defalarca okuyup kafa yorabileceğim ender kitaplardan. Okurken büyük keyif aldım. Her kelimenin cümlenin altı çizilir. Kafamızın bir köşesinde de büyük notlar almamızı sağlayan çokça düşündüren ve bizi yormayan nadide kitaplardan.
Bende her zaman 'Zengin fakirler' derim. Vardır ama asla yoktur. Gözleri asla doymaz hep etrafında onlara yaklaşan insanlardan korkarlar ya bir şey isterse diye korkuyla yaşayan bir kaç insan da görmüştüm. Insanın gerçekten gönlü zengin olmalı... Gerisinin boş olduğunu pek anlamamaları üzücü. Daha kötü olansa aradaki bu uçurumların kapanmaması adaletsizliğin garip bir şekilde sürüp gitmesi hayret verici. Bu kitap sayesinde bunu daha da net açıkça görbilirsiniz. Ayrıca tüketim delisi olduğumuz şu günler de gözümü çok iyi açıp sirkelenmemi sağladı.

Tavsiye ederim. Iyi okumalar dilerim . (:


Sevginin elektroniğe uydurulmuş halinin sevgiyle hiçbir ilgisi yoktur; tüketicilere yönelik teknoloji ürünleri insanların narsizmini tatmin etme yemiyle müşterilerini yakalar. Ne olursa olsun, ne yaparsak yapalım  veya neyi yapmaktan vazgeçersek geçelim bizim üzerimize çok kafa yordukları kesin. Franzen'ın vurguladığı gibi "kendi yarattığımız filmlerde oynuyoruz ,sürekli kendimizi görüntülüyoruz,fareyi tıklıyoruz ve makine bize kendimizi becerikli hissettiriyor... Biriyle arkadaş olmak , bizi pohpohlayanlara sadece bir yenisini daha eklemek anlamına geliyor." Bu arada Franzen" Sempatik olmaya çalışmak sevgiye dayalı bir ilişkiye uygun değildir." Diye de ekliyor.

Sayfa 45

Başka birisinin(ama kimin?!) Kuşatması altında,postaya verilmiş veya verilmek üzere olan tahliye emrini bekleyen ,istenmeyen misafirlermişiz gibi,dünya gittikçe soğuk,yabancı ve itici oluyor.

Sayfa 69


2 Mayıs 2020 Cumartesi

Reply 1988

Mayıs 02, 2020
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Son zamanlar da dizi izlemekle ilgili büyük sıkıntılarım vardı. Sadece 3 bölüm kadar izleyip bırakıyordum. Gerçek bir şey arıyordum. Saflık , doğallık yani beni etkileyecek güldürecek ağlatacak düşündürecek sahici bir şeyler bir tanesi bile olsa yetecekti. Neyse ki benim istediklerimden daha fazlasını buldum 1988 ler dizisinde çocukluğuma gittim. Komşuluk, arkadaşlık, içten konuşmaları ,geçim sıkıntılarını insanların azla yetindiği yaşamından mutlu olduğu, ebeveynlerinden utanmadığı yaşadıkları evler küçüktü ama gönülleri kocamandı o küçücük iki göz ne kadar yakın yapıyordu küçücük televizyon aslında muhabbetleri ne kadar büyük yapıyordu. Cep telefonlarının olmaması ne kadar güzeldi yan yana konuştuğunda anlatacağın ne çok şey vardı. Yan yana gelmek ne kıymetliydi insanların yalansız dedikodusuz geçimleriyle uğraşmaları zenginin fakirin bir arada yaşadığı büyük farkların olmadığı sıkıca bağlı olduğu birbirini kırmaktan korktuğu ne kıymetli zamanlardı. Bencilligin olmaması komşuların birbirini düşünüp yemek göndermeleri herkesin sofrasını ne bereketli yapıyormuş. Gizlice yapılan iyilik ne güzelmiş hissettirmeden hassasça davranmak gerçek  değermiş. Bir şeye hemen ulaşman değerini hiçe dönüştürüyor artık.
Kısacası zaman da geri dönmeyi 6 7yaşıma eski mahalleme gitmek  istedim. Her şey buradaki gibiydi. Sokaktan geçen satıcı arabalarını,salçalı ekmek yemeyi, mahalledeki bütün arkadaşlarımla doyasıya oynadığım kahkahalarımızın her yerden duyulduğu babamın işten dönmesini bekleyip elindeki poşetlere bakmayi 25 kuruşla dondurma almanın mutlulugunu tekrar yaşamayı,bisiklet sürmenin özgürlüğünü yaşamayı, çeteler kurup güya mahallemizi tekrar korumayı çok isterdim.
Bu koca koca binalardan ve insanların birbirlerine yabancılaşmasından herkesin parasına ve ensesinin sağlamlığına göre muamele gördüğü bu dönemden nefret ediyorum.


Neyse çok tatlı sıcacık aile dizisi sadece 20 bölüm ebeveynlerin sahnelerini çok sevdim keşke daha da fazlası olsaydı aşk izlemekten o kadar bıkmışım ki bu dizi çok güzel olmuş...
İzleyecek olanlara iyi seyirler (: