Merhabalar sevgili arkadaşlar,
Yorumlamakta en çok zorlandığım kitap oldu. Kendimce eleştirilerim var. Peki! Eleştirmem doğru olur mu?
Kendime söz vermiştim. Türk edebiyatında, okumadığım ya da okuyup asla kitapla tartışmadığım kitapları önceliğime alıp değerlendirmek ve kendi ülkemin eserlerini daha iyi kavramak istedim.
Ateşten Gömlek kitabının adı aslında Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun kendi eseri için düşündüğü ama Halide Edib Adıvar da sohbetleri sırasında söylediği kendisinin de çok beğendiği için bu adı kullanmak istemiş.Kitabın başında Yakup K.K'na mektubuyla okuyucularını da bilgilendirmiş.
Hariciye memuru Peyami yle Milli Mücadele sürecini yaşıyor ve öğreniyoruz. Peyami yle birlikte kimi zaman öfkeleniyoruz kimi zaman hüzünleniyoruz. Kendisi Sakarya Meydan Muharebesi nde gazi oluyor ve beyin ameliyatı için gününü beklerken yaşadıklarını kaleme almaya başlıyor. Ayşe karakterinden hoşlanmadım çünkü vatan sevgisi yerine insanların birbirine olan aşkı üstün tutulmuş. Herkes Ayşe için savaşırken bir tek Ayşe vatan için savaşıyordu. Yani toplumu ve vatan sevgisini yansıtış biçimi beni çıldırttı. Nitekim Ingiliz gazeteciye, köylü olarak hor görülen matemdeki Ayşe fransızca cevap verir. Herkes şaşkınlık içerisinde kalır. Şaşkınlık bu değil Ingiliz gazetecinin sözleri insanların Ingiliz somurgesini kabulleri ve Ingilizlerin üstün bir insan modeli gibi pohpohlanması şaşkınlık yaratmaz ama hor görülen Ayşe Fransızca konuştu.'Aman Allah'ım!' Dedim. Nitekim daha sonradan aklıma geldi. Halide Edib Adıvar ilk başlarda Ingiliz yanlısı bir sömürge anlayışına sahipti. Kitaptaki bu kısımda bence şahsen kendine yaptığı bir özeleştiriydi. Kitabın sonu da beni çok heyecanlandırdı.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu nun Yaban kitabı kadar beni etkilemedi. Yaban da Anadolu halkının, cahil kalmasının aydınların suçu olduğu açıkça gösterilmişti. Ateşten Gömlek ' te Anadolu halkı zaten hor görülmekte sadece Ayşe yanılttı.
Okumanızı tavsiye ederim Milli Mücadele ve dönemindeki zorlukları anlamanıza yardımcı olacaktır.