ANASAYFA

22 Ocak 2020 Çarşamba

Küçücük Bir Çiçek

Ocak 22, 2020
İki can bir olunca, benlik aradan çıkarmış.
Gönül sevgiliyi bulmuşsa, kuru dal bile çiçek açarmış.

Hz. Mevlana

Şu yukarıdaki çiçeği görüyor musunuz? Sanırım hayatım da hiçbir çiçeği bu kadar incelememiştim. Eşim sürekli durup bakmamdan bıkmıştı ama Çok güzel değil mi? (Sözü de çok severim )Fotoğrafını çekmişim denk gelince tekrar uzun uzun inceledim. Ne güzel de kokuyordu...
Düşünüyorum bazı şeylere çok takılıyorum küçücük şeylere  bir sürü mana yüklüyorum. Küçükken de böyleydim. Belki  ufak bir rüzgar esintisiyle fırtınaları görüyorumdur. Korkuyorumdur.  Duygularımı anlatamamaktan susturulmaktan hoş böyle birşeyle karşılaşmadım hiçbir zaman ama karşılaşmadığımız birçok şeyle karşılaştık değil mi? Işte gördünüz mü? Böyle biriyim.
Anlayamazsınız çoğunlukla bende anlamıyorum kendimi.
Sözlerin uçup gitmediğini kulaktan kalplere yol aldığını biliriz. Tek bir cümleye ,harekete, yüzünüzdeki o ifadeye dünya kadar manalar yükleyen benim gibi insanlar var...  Manasızlıktan iyidir. Hep sevgi dolu, içten pazarlıksız insanlarla olun huzur buralarda saklıymış. Ve özlem kesinlikle bazen boğacak kadar derin bazen sessiz sakin durgun ne zaman sizi bulacağını bilemiyorsunuz. Tam alıştım ben dediginiz bir zamandabir anı parlıyor ya da küçücük ekrandan o gülümsemelerin arkasındakini fark ediyorsunuz.
Neden bu kadar küçügüz adımlarımız neden ufacık ?  Diye düşünüp uçağa otobüse ihtiyacımız olmasaydı.kocaman olsaydık dünya küçücük olsaymış kimse uzaklasamasaymış sevdiklerinden diyorsunuz...

5 Ocak 2020 Pazar

Delifişek - Jose Mauro De Vasconcelos

Ocak 05, 2020
Merhabalar,

Yeni yıl dan önce yazacaktım çünkü 'çok meşgulum ' demek gibisi vardı ama bir üşengeçlik halindeyim sorunum daha büyük anlayacağınız.

Son kitap o kadar ince ama o kadar doluydu ki! Nasıl anlatsam ?  Insanların üzerimizdeki o görünmez incecik hakimiyetini milim milim hissettim. Aşk konusun da ne dedikoducuyuz ve çekemeyenlerdeniz hemen "ama çok gençler "ya da "çok ahlaksızlar "laflarını üstlerine konduruyoruz. Iki genç yanyana gelince masumluğu unutup en ahlaksız şeyleri üstlerine yapıştırıyoruz. Üzüldüm. Açıkçası annemin tembihleri de geldi aklıma "ilerde biriyle görüşürsen. Sadece bana söyle. " çünkü konuşmak ,tanımaya çalışmak bile şu BAŞKALARINI çok çok ilgilendiriyor. Birçok ses birçok kafa karıştırıcılığı.
Üvey babasıyla olan iletişimini çok sevdim Zeze tam aksini düşünse de ilginçti. Özellikle hastalık dönemini okurken çokça ağladım. Böyle bir sey yaşamasaydım belki o kadar ağlamazdım. Uzatmak istemem ama
"Coğrafya,tembellere ve serserilere özgü bir derstir..."
Bu söze de hiç katılmadım. Zeze de en iyisini yaptı.

Her neyse bu 3 kitabı okumak çok güzeldi.

Tavsiye ederim sadece Şeker Portakalını okumakla kalmayın. (:

"Her şey geçip gidiyordu. Zaman, her şeyi kolaylıkla yok ediyordu."