ANASAYFA

9 Şubat 2020 Pazar

SABAHATTİN ALİ - Sırça Köşk

Şubat 09, 2020
Merhabalar Sevgili Arkadaşlarım,

 "Bol bol hayaller kurup bunların her zaman boşa çıktığını görmeye alışmış bütün insanlar gibi, ressam Tevfik de kaderine çabuk boyun eğenlerdendi." (Sayfa 28)

Bu cümleyi sürekli okuyup durdum. Her yeni hikayeye geçtiğimde döndüm tekrar okudum. Kitap bitti sanırım bir hafta da oldu. Bilemiyorum. Ne kadar zaman geçti.Neyse...Yazımı yazmalıydım artık  ve tekrar döndüm bu satırlara... Belki de hayallerimiz ve amaçlarımız sorunludur. Ressam Tevfik gibi Para için resim yapmak yani sanat anlayışın da bir sorun vardı. Hikayenin sonu da trajikomikti. Günümüz insanları da para için bildiğin birer fırsatçı veya hain avcı gibiler sanki bir şeye değer veriyormuş gibi yapıp aslında ilgisizlerdir. Bir yanılsamadan ibaretler. Hayallerimize küsmemeliyiz ama neyi hayal ettiğimiz çok önemli belki asıl önemli olan şeyi es geçiyoruzdur. Hayallerimizin temeli para=saddet ise kusura bakmayın yıkılmaya mahkumlar.
Sabahattin Ali her hikayesin de toplumsal sorunlarımızı yanlışlarımızı olduğu gibi anlatmış. En üst düzey gerçekliğiyle ' Insana nasıl değer vermediğimizi ' her hikayesinde bir tokat gibi yüzümüze vurmuş. Beni kalbimden vuran hikâyesi sanırım kadın olduğum için daha çok sinirlenip duygularımın en tepesine ulaştığım 'Cankurtaran' dı.
Masallar kısmındaysa tabii ki Sırça Köşk tü benim hayatım da okuduğum en iyi masaldı söyleyecek daha bir şey bulamıyorum.

Bu kitabı bana bir blog arkadaşım tavsiye etti ama hatırlamıyorum kim olduğunu ama iyi ki böyle güzel tavsiyeler aldığımız bir yerdeyiz.

"Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. "Hep kötü,sakat şeyleri mi göreceksin?"diyorlar."Hep açlardan,çıplaklardan,dertlilerden mi bahsedeceksin?Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden;doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen,bahtiyar insan yok mu?" (Sayfa 75)